ZİKİR DUA TEVBE VE İSTİĞFAR BAHSİ
NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
79 - (2726) حدثنا
قتيبة بن سعيد
وعمرو الناقد
وابن أبي عمر
(واللفظ لابن
أبي عمر).
قالوا: حدثنا
سفيان عن محمد
بن
عبدالرحمن،
مولى آل طلحة،
عن كريب، عن
ابن عباس، عن
جويرية؛ أن
النبي صلى
الله عليه
وسلم خرج من
عندها بكرة
حين صلى
الصبح، وهي في
مسجدها. ثم
رجع بعد أن أضحى،
وهي جالسة.
فقال "ما زلت
على الحال
التي فارقتك
عليها؟" قالت:
نعم. قال
النبي صلى
الله عليه
وسلم "لقد قلت
بعدك أربع
كلمات، ثلاث مرات.
لو وزنت بما
قلت منذ اليوم
لوزنتهن: سبحان
الله وبحمده،
عدد خلقه ورضا
نفسه وزنة
عرشه ومداد
كلماته".
{79}
Bize Kuteybe b.
Saîd ile Amru'n-Nâkıd ve İbni Ebî
Ömer rivayet ettiler. Lâfız İbni Ebi Ömer'indir. (Dedilerki): Bize Süfyân, Talha
oğullarının azadlısı Muhammed b. Abdirrahman'dan, o da Kureyb'den, o da İbni
Abbas'dan, o da Cüveyriye'den naklen rivayet etti ki:
Nebi (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem): Cüveyriye onun mescidinde iken sabah namazını kıldığı vakit
erkenden uyanmış çıkmış. Sonra kuşluk zamanı geçtiğinde dönmüş. Cüveyriye
oturuyormuş. Bunun üzerine :
«Sen hâlâ benim
bıraktığım hal üzere misin?» diye sormuş. Cüveyriye :
- Evet! diye cevab
vermiş. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
«Gerçekten senden
ayrıldıktan sonra üç defa dört kelime söyledim ki, bunlar senin bugünden beri
söylediklerinle tartılsa, onların ağırlığını tutar:
سبحان
الله وبحمده،
عدد خلقه ورضا
نفسه وزنة عرشه
ومداد كلماته
Allah'ı mahlûkatı
sayısınca nefsinin rızasınca, arşının ağırlığınca kelimelerinin mislince
hamdiyle birlikte noksanlıklardan tenzih ederim.» buyurmuşlar.
79-م - (2726) حدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة وأبو
كريب وإسحاق
عن محمد بن
بشر عن مسعر،
عن محمد بن
عبدالرحمن،
عن أبي رشدين،
عن ابن عباس،
عن جويرية قالت:
مر
بها رسول الله
صلى الله عليه
وسلم حين صلى
صلاة الغداة،
أو بعدما صلى
الغداة. فذكر
نحوه. غير أنه
قال "سبحان
الله عدد
خلقه. سبحان
الله رضا
نفسه. سبحان
الله زنة
عرشه. سبحان
الله مداد
كلماته".
{M-79}
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe
ile Ebû Kureyb ve İshak, Muhammed b. Bişr'den, o da Mis'ar'dan, o da Muhammed
b. Abdirrahman'dan, o da Ebî Rişdîn'den, o da İbni Abbâs'dan, o da
Cüveyriye'den naklen rivâyet ettiler. Cüveyriye,
Resulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem)'in sabah namazını kıldığı vakit yahut sabah namazını
kıldıktan sonra kendisinin yanına uğradığını söylemiş.
Ve râvi yukarki hadîs
gibi nakilde bulunmuş; yalnız o : «Allah'ı mahlûkatının sayısınca tenzih
ederim. Allah'ı kendi rızasınca tenzih ederim. Allah'ı arşının ağırlığınca
tenzih ederim. Allah'ı kfelimelerinin mislince tenzih ederim.» demiştir,
İzah:
Hz. Cüveyriye ezvâc-ı
tahiratdandır. Benî Müstalik kabilesinin reisi Haris b. Ebî Dırâr'm kızıdır. Ve
elli yedi tarihinde vefat etmiştir. Burada Nebi (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem)'in mescidinden murad namaz kıldığı yerdir.
Midad: Meded mânâsına
masdar olup, bir şeyi çoğaltan imdad mânâsına gelir. Burada sayıda misli
manasınadır. Bâzıları bitip tükenmemek hususunda Allah'ın kelimelerinin misli:
Bir takımları da sevab hususunda misli olduğunu söylemişlerdir. Midadın burada
kullanılması mecazdır. Çünkü Allah'ın kelimeleri saymakla bitmez. Maksad
çokluğunu göstermek için mübalâğadır. Çünkü evvelâ çok sayıyla ifâde
edilebilecek mahlûkatı zikretmiş, sonra arş-ı âlânın ağırlığına geçmiş. Sonra
bundan daha büyüğüne yükselmiş ve onu midad kelimesiyle ifade buyurmuştur.
Maksad Allah Teâlâ'nın
kelimeleri nasıl saymakla bitmezse, ben de kendisini öylece tenzih ederim,
demektir.